23 Nisan 2014 Çarşamba

NİYET RAHMANİ, ARZU İSE ŞEYTANİDİR.

      Niyet...
      Karar vermektir niyet, başlamaktır. Kalbin yönelişi, tercihidir. Bu sebeple niyet, her şeyin özü ve başıdır. Amellerin ruhu, yaşamın anahtarıdır. Aynı zamanda niyet, bir bakıma bir duadır.Yapılan ibadetler, niyetine göre değer kazanır. Ve niyet, her şeyden öte, Allah'ın Rızasıdır. Hz. Peygamberimiz ( s.a.v. ); " Ameller niyetlere göredir. Her kul için niyetinin karşılığı vardır. Kimin hicreti Allah ve Resulü için ise, Allah ve Resulü için hicret etmiştir." Buyurmuştur.
      Niyetsiz yapılan ibadet, her ne kadar tek düze bir eylemden ibaret olsa da, Niyet etmeden başlanılan bir iş veya hareket de bir o kadar hayırdan uzak ve bereketsizdir. Her ne yapmaya karar verirsen ver ve her neye başlıyorsan başla, önce Allah'ın rızasını al ve O'nun izninle eyleme fikre ve akabinde eyleme dönüştür. Böylece Rabb'inin koruması ve rahmeti altında olur ve kendini güvende hissedersin. Fakat, çoğunluğun burada karıştırdığı veya yanılgıya düştüğü bir durum var. Toplum niyet etmiyor, arzu ediyor. Yapmak istiyor, almak istiyor, olmak istiyor vesaire... Verdiği kararları bile kendi tasarrufları doğrusunda gerçekleştirdiği için, bu kararda ve fikirde hayırdan ve bereketten zerre dahi bulunmuyor.
      Sen istersin, arzu edersin ve şeytan, sen buna karar verene ve yapana kadar seni kışkırtır. Çünkü Allah'ın ismini anmamış ve iznini almamışsındır. İsteğin her ne ise sürekli sana güzel ve ahenkli gösterir ve sen arzuna ulaşınca seni orada yapayalnız bir başına bırakır. Ve sen neler olduğunu bile anlayamaz, farkına varamazsın. Oysa niyet öyle mi? Rabb'ine mutlak bir tevekkülle sığınırsın, O'nun fikrini sorarcasına kararını verirsin ve gerisini Allah'a bırakırsın. Bilirsin ki O, hakkında hayırlı olanı sana verir. Mesela ben, evden çıkarken dahi niyet ederim. "Allah'ım, niyet ediyorum senin rızan için evimden çıkmaya. Beni, hayırlı işlerle meşgul et ve hayırlı insanlarla karşılaştır." Derim ve gerisini Rabb'ime bırakırım. Arabama binerken, kıyafetimi giyerken, hatta şu anda okumuş olduğun bu makalemi yazarken dahi ilk önce niyet eder, Rabb'imden hayrını isterim. Okuyanlar için hayra vesile olmayı ve onlara bu manada hizmet edebilmeyi dilerim. Sonrasında öyle bir huzur kaplar ki yüreğimi, yazmaya başlarken aklım da, ruhum da, kalbim de bir olur, dize gelir. Ve şunu da belirtmek isterim ki niyet, yürek işidir.
      İnsanlar her daim bir istek ve arzu içindedir ve haklı olarak ihtiyaçları bulunmaktadır. Yeni bir ev, araba ve hatta yeni bir yaşam tarzı, insanların neredeyse ortak dileğidir. Bunlara bırak sahip olmayı, isterken bile niyeti ve en nihayetinde Rabb'lerini unuturlar. İşte bu, şeytanın şarlatanlığından başka bir şey değildir. Sen, arzu ettikçe şeytanın elinden tuttuğunun farkında değilsindir. Oysa niyet ederek verilen her karar ve yapılan her bir eylem Allah'ın himayesinde olmak ve ona sarılmaktır. Çok sevdiğim bir söz var; " Allah'a sarılmazsan, şeytan gelip sana sarılır."
      Yapılan ameller ve ibadetlerde de niyet bir anahtar vazifesi görür. Rabb'e ulaşan kapıyı açmak için senin yüreğinde durmaktadır. Fakat sen farkında olmadığın için onu göremezsin ve hatta hissetmezsin. istediğin her ne ise, bunu dışarıda değil içinde, özünde aramalısın. Çünkü, her sorunun yanıtı ve her kapının anahtarı oradadır. Biraz daha derin baksan, mevcudiyetinin yegane nedenine ulaşacaksın ama sen, zihninin gölgesi ardında kalmışsın ve seni aydınlığın olan ruhunu hissedemiyorsun. Ruhun senin gerçeğindir, özündür. Ruhunu hissetsen kendini anlayacaksın. Kendini anlasan, Rabb'ini bulacaksın ve Rabb'ine kavuştuğunda ise, her bir fikrin ve her bir zikrin hep O'nun rızası için ve izni ile olacak. Bu nedenledir ki, niyet ettiğin sürece Rabb'inlesin ve niyet etmediğin kadar şeytanla birliktesin. İbadetler Allah için yapılır ve her bir ibadetin ardında mutlaka bir mükafat ve derece vardır. Hal böyle iken, Allah için yapılan bir amel, Allah'ın izni olmadan, O'nun rızası alınmadan yapılamaz. Aksi halde yapılan şey ibadet olarak düşünülemez. Çünkü, niyet ile yapılan her bir şey, başlı başına bir ibadet gibidir.
      Uyanık ol, farkında ol ve orada ol! Ve asla aklından çıkarma; Düşündüğün, istediğin ve yapacağın şeyin, kendin ve / veya başkaları için hayırlı olmasını istiyorsan önce Niyet et. Göreceksin, her şey çok daha güzel olacak.
      Dua ile...

©Poweredby farkında mısın?® 2014™


   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder