10 Nisan 2014 Perşembe

KİŞİSEL ÇELİŞİM...

      Tezat değil mi?
      Anlatmak istediğim de buydu zaten. Çünkü çağımızın en büyük yanılgısıdır bu. Ne mi? Beni izlemeye devam et!
      Tüm kitapçılar ve bir çok yayın evleri kişisel gelişim kitapları ile dolu ve hatta bu konu üzerine bir çok uzman ve sektör bulunmakta. Gelişmek, geliştirmek elbette ki güzeldir fakat benim anlamadığım, bilmediğin bir şeyi geliştirmek nasıl oluyor? Burayı anlamaya çalış! Toplum, henüz kişiliğini bulmuş ve / veya oturtmuş değil, bir boşlukta, bir arayışta. O halde kişisel gelişim tekniği ne şekilde yararlı olacaktır ki? Burada bir eksiklik, bir hata var. Kişi, önce içindeki kişiyi, benliğini bulmalı ve daha sonra bunu geliştirmenin yollarını araştırmalıdır. Yanılıyor muyum?
      Toprağa ektiğin tohuma su vermezsen, topraktan dışarı çıkamaz ve dolayısıyla gelişemez değil mi? Senin görevin önce içeride olanı, tohumu bulman ve onu beslemen. Daha sonra dışarıda olana özen gösterip geliştirmen. Farkındaysan tüm çiçekler ve en büyük ağaçlar dahi köklerinden beslenir. Dışarıda olan yani toprağın dışında olan kısım olsa da sana güzel görünen, sen onu suladıkça o su yine onun özüne, köküne inecek ve oradan besleyecektir.
      Sen, belki de sana basit gibi görünen ama aslında çok büyük bir yanılgıdasın. Önce içini, özünü keşfetmelisin. Önce çekirdeğini beslemelisin. Bilirsin ki, bir meyvenin dışı her ne kadar lezzetli ve güzel görünse de, içi çürükse eğer, dışındaki güzelliğin ve lezzetin hiçbir anlamı kalmayacaktır. Muhtemelen, içinin çürük olduğunu farkettiğinde onu yemeyecek ve belki de bir kenara bırakacaksın. Şimdi ne oldu? O leziz meyve ne işe yaradı. Dışına muntazam bir özen gösterdin, yıkadın, temizledin ve daha sonra bir baktın ki içi çürük. Demek oluyor ki, içi boş olan bir kavramın dışını dolduramazsın. Temeli olmayan bir binanın sağlam olması düşünülemez. Üzerine ne kadar kat çıkarsan çık, bir o kadar riske girecek ve yıkılması kaçınılmaz olacaktır unutma!
      Şimdi anlayabiliyor musun benim anlayamadığım tarafı? Sen içindekini bilmezsen onu nasıl geliştireceksin. Üstüne üstlük, bilmediğin şeyi, yine bilmediğin bilgilerle dolduracak ve o bilinmeyeni daha da çok büyüteceksin. Senin beslediğin şey bilgi değil, koca bir bilinmeyen olacak. İnsanın özü zihni değil, ruhudur. İnsan ruhani bir varlıktır. Bilgi geçicidir, bilgi seni vezir de eder, rezil de. Ama özün, ama ruhun seni hiçbir zaman yanıltmaz çünkü özünde Yaradanın, Rabb'inin rahmeti vardır. Sen, bir kez bunu keşfettiğinde gerçeği özümseyecek, kişiliğini idrak edecek ve daha sonra bu kişiliği geliştirmeye özen göstereceksin. 
      Şimdi oldu değil mi? Kişiliğini geliştirmek için, önce kişiliğini keşfetmen gerektiğini artık biliyorsun. Kişiliğini keşfetmenin özünde yatan rahmetin Rabb'in olduğunu da biliyorsun. Ve sen artık Rabb'ini de hissediyorsun.  Tamamdır! O halde sen, artık kişisel çelişim değil, kişisel gelişim kavramına odaklana bilirsin. Artık içine sindire bildiğin kişiliğini geliştirebilirsin. Evet, ne duruyorsun?
      Dua ile...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder