FARKINDA MISIN?: SOSYAL BİR TERAPİMİZDEN YANSIMALAR...

Merhaba

Gelen Kutusu

tarık kaya @hotmail.com

12:10 (2 saat önce)

Kime: farkindamisinsinsufi@outlook.com.

merhaba, öncelikle makalelerinizi ve kitabınızı çok beğenerek okuyorum ve bana oldukça faydası oluyor sağolun

ben 1 yıl oncesınde aşırı yogun calısmamdan ve o donem annemın sokakta dusmesı sonucu panık yasadım sanırım başımdagel gitmeler ates basmaları mıgde bayılmaları kalp carpıntıları

hepsınden cok basımdakı gel gıtler sıkıntı yasatıyor yarım mevlana merdıvenlerı cıkarken,araba fren yaptıgında hala benım vucudumun durupkafamın gıtmesı namazılarken selam verırken ve egılıp kalkarken sıkıntım cok,ayaklarımı yerınden kaldıramıyorum yaylı bır zemıne basar gıbı hıssedıyorum,halsızlık ve yorgunluk hepsi mevcut.

ilk önce kbb vertıgo suphesıyle gıttım tahlıller ve kulak emarı cektırdım kulak basıncı her sey normal b12 bıle tahlılde ıyı cıktı.kbb doktoru norolojıye yonlendırdı.muayene oldum boyun ve beyın emarı cekıldım gayet temız vesorunsuz oldugunu soyledı fılmlerın anksıyetı teshısı koyuldı d.balta,cıpralex,paxıl,prozac lıkıt kullanamadım aslında yan etkılerı cok oldu doktorum ılacı bunyene alıstıramadık dedı.deney gıbı hıssettım doktora zor gıdıyordum bas ıtmelerımden.lustral verdı.rahat ettım orucumu bıle tuttum gecen yıl ramazan da.son dort aydır ılacımı yarıma dusurdum kendı norolog doktorum gıtmıs ıs yerındekı revır doktorumla bırlıkte 4aydır yarım alıyorum ama kafamda gelgıtler yıne basladı keyfım yok ısımde cok sıkıntılıyım.benı rahatsız edıyor sakın muzıkler dınlıyorum.sadece kafamdakı gelgıtler asansor ve ucak asla bınemem gecen asansorebındım ındıkten sonra bas donmesı ve ayaklarımda tıtremebasladı ne yapayım sımdı ben 30yasında genç bırı olarak.

FARKINDA MISIN .com

13:00 (1 saat önce)

Kime: tarık

Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Üzerinize Olsun Tarık Bey;

Öncelikle, Size " SEN" diye hitap etmeme izin verin lütfen. Pozitif enerjinin hissedilmesi açısından bu şart.

Şunu belirtmek isterim ki, ben doktor veya hekim değilim. Rahatsızlığı olanlar veya hastalar için, gerek yazılarımda, gerek söyleşi ve platformlarımda, gerekse kitap ve terapilerimde yanlış anlaşılan bir durum var. Benim anlatmak istediğim, doktora gidilmemesi değil, tam aksine muhakkak doktora gidilmesi fakat gitmeden önce, Allah'tan hayırlı olan doktoru dilemektir. Ayrıca tanısı konmuş her rahatsızlığın bir ilacı muhakkak vardır ve bu ihmal edilmemesi gereken bir durumdur. Bunun için, ilacı içerken dahi Allah'tan şifasını istemektir mühim olan. Rabb'in rızası ile yapılmayan hiçbir işte hayır bulunmaz unutma!

Sendeki tüm bu olan bitenin tamamen zihnin bir oyunu olduğunu bilmeni isterim. Zihin çok kurnazdır, seni özünden ve akabinde ruhundan ayrı düşünmeye zorlar. Oysa bizler ruhsal varlıklarız, ahir zamana göç ederken yanımızda bir tek götüreceğimiz şey ruhumuzdur. O halde bırak artık zihninle hareket etmeyi ve içine dönüp oradaki rahmeti gör. Unutma ki senin içinde, ruhunda Rabb'in rahmeti var. Hal böyle iken, emin olu ki tüm sıkıntı ve sorunların çözümü, sadece ama sadece yine senin kendi içinde mevcut. Fakat, ne yazık ki sen bunu göremiyorsun.

Peki, ne yapmalıyım bunu görebilmek için? Diye sorduğunu duyar gibiyim. Yapman gereken en önemli şey Tefekkür... Nedir Tefekkür?

Tefekkür, anın içinde yaşamak ve farkında olmaktır. Yaşamının her anında Rabb'inin rahmetini ve tecellisini hissetmektir. Dilersen seninle bunu şimdi burada yapalım.

Şimdi, her neredeysen ve ne ile meşgulsen bırak ve derin bir nefes al. Ve bunu yaparken, seni yaratan gücün, Allah'ın o sonsuz rahmetini ciğerlerinde hisset. Çünkü O, izin vermese sen nefes dahi alamazsın. ( Hala nefes alabiliyorsan, Allah'ın sevdiği kulusun demektir unutma! ) Şöyle bir etrafına bak, ağaçları izle ve yapraklarına dikkatini ver. Her biri bir diğerinden farklı olarak kıpırdamakta değil mi? Çünkü her bir yaprağın üzerinde Rabb'in " Kıpırda, kıpırda, kıpırda..." Emri ve rahmeti var. Allah dur dese yaprak kıpırdayamaz. Sonra etrafındaki insanları incele, kimisi yürüyor, kimisi konuşuyor ve her biri hareket halinde değil mi? Allah izin verdiği için yürüyor, konuşuyor ve akabinde hareket edebiliyorlar, onlara bakınca üzerlerindeki rahmeti görebilmeni isterim. Gökteki bulutlar, Güneş, Ay ve yıldızlar. Gece ve gündüz ve hatta mevsimler... Her bir şey tamamen Allah'ın sonsuz iradesi, tecellisi ve emri ile olmaktadır. Allah dur dese, dünya dönmeyi bırakır. O istese hayat durur. Dokun bir elinle yüzüne, burnuna, kulaklarına, gözlerine ve dudaklarına... Her dokunduğun yerde Rabb'inin izlerini hissedeceksin. Bunu, yani Tefekkürü yaşamının her anında yapmanı öneririm. Bir ağacın altından geçerken, ağaçtaki rahmeti düşün. Yürürken, yemek yerken, uzanırken, ayakkabını giyerken vesaire... Her daim Rabb'ini iliklerine kadar hisset ve sınırsız huzura kavuş.

Yaşadığın her an bir imtihan içindesin ve Allah, sevdiği kullarını imtihan eder, sınar ve dener. Ve verdiği her sıkıntının ardına muhakkak bir hediye gizler. Sen ise, sıkıntıya odaklanmaktan ardındaki hediyeyi göremezsin. En son ne zaman niyet ettin? Evet sana soruyorum! Evden çıkarken, bir işe başlarken veya uyurken Rabb'inin rızasını en son ne zaman diledin? İşte senin tüm sorunun bu. Sen öylesine, kendi halinde yaşamak için gönderilmedin bu hayata unutma! Küçük de olsa bir boşluğu doldurmak için buradasın ve Allah yaşamanı istediği için hayattasın. O halde yapman gereken nedir? Dinle;

Evden mi çıkıyorsun; " Rabb'im, senin rızan için evimden çıkmaya niyet ediyorum. Sen, hayırlı insanlarla karşılaştır ve beni hayırlı işlerle meşgul eyle." De ve bırak, gerisini Rabb'in halledecektir, bundan şüphen bile olmasın. Sen artık O'nun koruması altındasın. Bu niyeti arabana binerken, yürüyüş yaparken, ilacını içerken ve hatta ayakkabını bağlarken bile uygula. Bunu yaptığında, sıkıntının şifaya, şerrin ise hayra dönüştüğüne şahit olacaksın. Ve göreceksin, sende ne baş dönmesi, ne bir halsizlik, ne de sıkıntı kalacaktır.

Daima anımsa; Sen Allah dedikçe O, tüm kainatı adına seferber eder.

Dua ile...